Hollanda’da Göçmen Kadınların İlham Veren Başarı Hikayesi: Fatma Aktaş ve Gülay Fitoz
Hollanda’daki 60 yıllık göçmenlik serüvenimizde birçok zorlukla karşılaştık, ancak başarılarımız da oldu. Hollanda ekonomisine yaptığımız katkılar saymakla bitmez, ancak bu başarıların Hollanda arşivlerinde yeterince yer almaması düşündürücü…
Hollanda’da Göçmen Kadınların İlham Veren Başarı Hikayesi: Fatma Aktaş ve Gülay Fitoz
Hollanda’daki 60 yıllık göçmenlik serüvenimizde birçok zorlukla karşılaştık, ancak başarılarımız da oldu. Hollanda ekonomisine yaptığımız katkılar saymakla bitmez, ancak bu başarıların Hollanda arşivlerinde yeterince yer almaması düşündürücü. Özellikle kadınlarımızın katkıları, bu hikayenin en önemli parçalarından biri. Bu yazıda, son dönemde gerçekleştirdikleri projeler ve etkinliklerle adından sıkça söz ettiren iki öncü kadını; Avrasya Vakfı Başkanı Fatma Aktaş ve NP2E Başkanı Gülay Fitoz’u tanıtmak istiyorum.
Fatma Aktaş ve Avrasya Vakfı: Bir Dayanışma Hikayesi
Fatma Aktaş, 25 yıl önce kurduğu Avrasya Vakfı ile göçmen kadınların toplumda daha güçlü bir yer edinmesi için müthiş bir mücadele veriyor. “Allı Turnam” sergisi, bu çabanın sadece bir yansıması değil, aynı zamanda bir dönüm noktası. Bu sergi, Türkiye’den Hollanda’ya göç eden kadınların hem bireysel hem de toplumsal anlamda nasıl güçlendiğini gözler önüne seriyor. Fatma Aktaş, kadınların sadece ekonomik hayatta değil, kültürel ve sosyal anlamda da nasıl önemli katkılar sunduğunu açıkça gösteriyor. Bu sergi, aynı zamanda Avrasya Vakfı’nın bir kutlaması; zorluklarla başa çıkan, dayanışmayı birleştiren ve geleceğe umutla bakan kadınların hikayesini anlatıyor.
Fatma Aktaş, Hollanda’da göçmen kadınların en büyük sorunlarından biri olan topluma entegrasyonu, üretkenlik ve dayanışma ile aşmayı hedeflemiş bir lider. “Allı Turnam” sergisi ile göçmen kadınların azim dolu mücadeleleri belgeleniyor, onların görünmez kahramanlıkları göz önüne seriliyor. Aktaş’ın önderliğindeki bu projede, kadınlar, sınırların ötesinde yeni kökler salarken, aynı zamanda kendilerini yeniden inşa etmenin gücünü de sergiliyorlar. Bu proje, sadece Hollanda’daki Türk toplumunu değil, Hollanda’nın kültürel zenginliğini de güçlendiren bir adım olarak dikkat çekiyor.
Gülay Fitoz ve NP2E: Kadın Hakları Savunuculuğunda Bir Öncü
Gülay Fitoz, NP2E’nin kurucusu ve başkanı olarak, uluslararası düzeyde kadın hakları alanında önemli projelere imza atmış bir isim. Kadınların ve genç kızların insan hakları mücadelesinde aktif bir rol üstlenerek, yönetim kurulu üyeliği, proje yöneticiliği, danışmanlık ve eğitmenlik gibi birçok alanda çalışmalar yapmıştır. Özellikle kadınların toplumdaki yerini güçlendirme ve insan hakları savunuculuğunda onları destekleme yönündeki çalışmaları, Fitoz’u bir adım öne çıkarıyor. Sudan gibi silahlı çatışma bölgelerinde bile saha çalışmaları yaparak kadınların sesini duyurmayı başaran Gülay Fitoz, güçlü bir lider ve ilham kaynağıdır.
Fitoz’un en dikkat çekici projelerinden biri olan “Yeşeren Nesiller”, doğanın korunmasına yönelik uluslararası bir işbirliği örneği. Türkiye’nin Marmaris bölgesinde çıkan büyük orman yangınları sonrası, Hollanda ile Türkiye arasında oluşturulan dostluk ormanları, Fitoz’un öncülüğünde yeşerdi. Bu proje, çevre bilinci oluşturmanın yanı sıra, kadınların ve gençlerin bu alanda nasıl liderlik edebileceğini göstermesi açısından da önemli.
Deprem Sonrası Sanatla Birleşen Kadınlar: “İnci Küpeli Kız” Projesi
Gülay Fitoz’un toplumsal projelerdeki liderliği, sadece çevre koruma ile sınırlı değil. Kahramanmaraş’ta gerçekleşen deprem sonrası başlattığı “İnci Küpeli Kız” projesi de bir o kadar dikkat çekici. Bu projede, deprem bölgesinde yer alan Down+1 Konteyner Sokağı’ndaki 150’den fazla kadının, ünlü sanat eseri “İnci Küpeli Kız” tablosunu etamin tekniği ile yeniden işlemesi sağlandı. Kadınların bir araya gelerek sanatla iyileşme sürecine girmesi, Fitoz’un vizyoner liderliği sayesinde mümkün oldu.
Fitoz, bu projenin amacını şu sözlerle özetliyor: “Depremden sonra kadınların hem fiziksel hem de psikolojik olarak toparlanmalarına destek olmak istedik. Hollanda’da Vermeer yılı olması nedeniyle, bu ünlü eseri kadınların elleriyle yeniden yaratmalarını sağladık. Sanat, hem iyileştirici bir araç oldu hem de onları bir araya getirdi.” Bu proje, sanatın birleştirici gücünü, dayanışmayı ve iyileşmeyi en güzel şekilde simgeliyor.
Proje kapsamında sadece dev bir sanat eseri değil, aynı zamanda kadınların kendi hayatlarından kesitler sunan anlatılar da sergileniyor. Bu güçlü kadınlar, sadece acılarını değil, aynı zamanda umutlarını da tabloya işlediler. Sergi, hem Türkiye hem de Hollanda’da büyük bir ilgiyle karşılandı ve iki ülke arasındaki dostluğu da pekiştirdi.
Kadınların Gücüyle Şekillenen Bir Gelecek
Fatma Aktaş ve Gülay Fitoz, göçmen kadınların Hollanda’da sadece ekonomik katkılarıyla değil, sosyal ve kültürel alanda da nasıl büyük bir fark yarattıklarını gösteren iki güçlü kadın lider. Her ikisi de yaptıkları projelerle toplumda farkındalık yaratıyor, yeni nesillere ilham veriyor ve kadınların dayanışma içinde daha güçlü bir toplum kurabileceğini kanıtlıyorlar.
Avrasya Vakfı Başkanı Fatma Aktaş ve T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık
Bu iki öncü kadın, göçmen kadınların görünmeyen katkılarını görünür kılmak için var gücüyle çalışıyor. Fatma Aktaş’ın liderliğindeki Avrasya Vakfı, 25 yıllık mücadelesiyle göçmen kadınların Hollanda’daki yerini pekiştirirken, Gülay Fitoz’un NP2E ile insan hakları ve çevre projelerine verdiği destek, uluslararası alanda büyük yankı uyandırıyor.
Kadınların dayanışma, azim ve yaratıcılıkla neleri başarabileceğini gösteren bu iki ilham verici kadın, göçmen hikayelerimizin en parlak kahramanları arasında yer alıyor.
Kaynak: Platform Dergisi
Yazar: Ebubekir Turgut